Dijital platformların gelişen ortamında, çok önemli bir soru ortaya çıktı: Uber gibi hizmetler 2015/1535 sayılı Direktif kapsamında yalnızca "bilgi toplumu hizmetleri" olarak mı sınıflandırılmalı yoksa daha sıkı düzenlemelere tabi taşımacılık hizmetleri mi teşkil etmeli? Bu ayrım, bu tür platformların Avrupa Birliği içinde nasıl faaliyet göstereceği konusunda önemli sonuçlar doğurmaktadır.

2015/1535 sayılı Direktif, bir "bilgi toplumu hizmetini" şu şekilde tanımlamaktadır
- Ücretlendirme için sağlanmıştır,
- Uzaktan,
- Elektronik yollarla,
- Bir alıcının bireysel talebi üzerine.
Genel olarak, AB Üye Devletlerinin, Avrupa Komisyonu'na bildirimde bulunmayı da içeren özel bir prosedürü takip eden istisnai durumlar haricinde, bu hizmetlere önceden izin veya lisans gerektirme gibi sınırlamalar getirmesi kısıtlanmıştır.
Buna karşılık, taşımacılık hizmetleri bu direktiflerin kapsamı dışında tutulur ve özel düzenlemelere tabidir. Bu tür hizmetlerin sağlayıcılarının lisans ve ön izin almaları gerekebilir ve sürücülerin özel izinlere ihtiyacı olabilir. Ayrıca, taksi hizmetleri görsel tanımlama, sabit fiyatlandırma, taksimetreler ve zorunlu sözleşme yükümlülükleri gibi gerekliliklere tabi olabilir. Yolcu taşımacılığını düzenleyen birleşik bir AB mevzuatı bulunmadığından, bu düzenlemeler ulusal yasalar tarafından belirlenmektedir.
Yolcu taşımacılığı için anında rezervasyon yapılmasını sağlayan Uber gibi dijital platformların yükselişi, sınıflandırılmaları konusunda hukuki tartışmalara yol açmıştır. Bu platformlar yalnızca bilgi hizmetleri sağlayan aracılar mıdır, yoksa tam teşekküllü ulaşım sağlayıcıları mıdır? Bu ayrım çok önemlidir, zira ikincisi onları kapsamlı taşımacılık düzenlemelerine tabi tutacak ve yalnızca bilgi hizmeti sağlayıcıları olma savunmasını ortadan kaldıracaktır.
Uber Davası: Hukuki Bir İnceleme
Aralık 2017'de Avrupa Birliği Adalet Divanı (ABAD), *Asociación Profesional Elite Taxi v. Uber Systems Spain SL* (Case C-434/15) davasında bu konuyu ele aldı. Dava, Uber'in kendi araçlarını kullanan profesyonel olmayan sürücüleri bir akıllı telefon uygulaması aracılığıyla yolcularla buluşturan hizmetinin bir bilgi toplumu hizmeti mi yoksa bir ulaştırma hizmeti olarak mı sınıflandırılması gerektiğine odaklanmıştır.
ABAD, Uber'in hizmetinin basit bir aracılık hizmetinden daha fazlası olduğu sonucuna varmıştır. Mahkeme, Uber'in
- Hem sürücüler hem de yolcular için vazgeçilmez bir akıllı telefon uygulaması sağlar,
- Sürücülerin hizmetlerini sağladıkları koşullar üzerinde belirleyici etkiye sahiptir,
- Maksimum ücreti belirler,
- Araçların kalitesi, sürücüler ve onların davranışları üzerinde kontrol uygular,
Bu faktörlere dayanarak Mahkeme, Uber'in aracılık hizmetinin, ana, birincil bileşeni bir ulaşım hizmeti olan genel bir hizmetin ayrılmaz bir parçası olduğuna karar vermiştir. Sonuç olarak, Uber bir bilgi toplumu hizmeti olarak değil, ulaştırma alanında bir hizmet olarak nitelendirilmektedir. Bu sınıflandırma, Uber'i, yetkilendirme ve lisanslama için potansiyel gereklilikler de dahil olmak üzere, ulaştırma hizmetlerini düzenleyen ulusal düzenlemelere tabi kılmaktadır.
Ancak bu kararın tüm dijital platformlar için genelleştirilmemesi önemlidir. Bir platformun sınıflandırılması belirli kriterlere bağlıdır. ABAD, AirBnB ve Star Taxi gibi platformların hizmet sağlayıcıdan ziyade aracı olarak kabul edildiği diğer davalarda farklı kararlar vermiştir.
ABAD, fiyatlandırma, sürücü davranışı ve hizmet koşulları üzerinde kontrol uygulamayan platformların - AirBnB gibi, şartları dikte etmeden yalnızca kısa süreli kiralamaları kolaylaştıran - bilgi toplumu hizmetleri olarak nitelendirilebileceğini tespit etmiştir. Benzer şekilde, Star Taxi davasında mahkeme, sürücülere operasyonel koşullar dayatmadığı için hizmeti bir aracı olarak kabul etmiştir.

Dijital Platformlar için Çıkarımlar
ABAD'ın kararı, taşımacılık sektöründe faaliyet gösteren dijital platformlar için önemli sonuçlar doğurmaktadır. Uber gibi, taşımacılık hizmeti üzerinde önemli ölçüde kontrol sahibi olan platformlar, sadece aracılar yerine taşımacılık hizmeti sağlayıcıları olarak sınıflandırılabilir. Bu sınıflandırma onları, AB Üye Devletleri arasında değişiklik gösterebilen ilgili ulusal düzenlemelere tabi kılar. Ancak AirBnB ve Star Taxi gibi örneklerde görüldüğü üzere, hizmetin kendisini kontrol etmeksizin yalnızca hizmet sağlayıcılar ile müşteriler arasındaki bağlantıları kolaylaştıran platformlar da AB hukuku kapsamında aracı olarak sınıflandırılabilir.
Sonuç olarak, taşımacılık sektöründeki dijital platformların yasal sınıflandırması, hizmet üzerinde uyguladıkları kontrol derecesine bağlıdır. Taşımacılık hizmetlerinin organize edilmesi ve yönetilmesinde ayrılmaz bir rol oynayan platformların taşımacılık hizmeti sağlayıcıları olarak sınıflandırılması ve ilgili ulusal düzenlemelere tabi olması muhtemeldir. Bu yasal ortam, dijital platformların yürürlükteki yasalara uyum sağlamak için dikkatli bir şekilde düşünmelerini gerektirmektedir.